Tüm bu sebepler ve sonuçlar, teslim oluşlar
Çarpık ilişkiler, bitmeyen yokuşlar
Camdan hapishane, pis kokan koğuşlar
Keyifsizim bugün biraz, mümkünse konuşma
Vazgeçenler ortasında hayalperest olmak
Çaktırmadan etrafına hayallere dalmak
Illüzyon hayat bur’da hayal nefes almak
Yalnız özgür olduğunda varsın ayan beyan aptal
En gözü pek insan açken aman diler ancak
Güzel günler hızlı akan zaman bile yavşak
Kazanmak zorunda ki yalnız adam anla artık
Burası cezaevi, sen bi’ ömür yat’ca’n
Ben bi‘ şekil kaç’ca‘m, ben bi‘ şekil kaç’ca‘m
Ama nasıl, neye basıp büyük endişe mi aş’ca‘m?
Sen benimle gel güzelim, sıktı beni bu tasma
Kafamda sesler var hep gel buraya kaçma
Gökyüzünde köprüler var hepsi beyaz, hepsi temiz
Gerçek öykülerden büyük bi‘ merdiven bul
Mümkünse camdan olsun
Saydam olan hiç birşey kederden etkilenmez
Sokakta lambalar var, ateş böceklerinden
Ve bütün karanlıklar dün döküldü ceplerimden
Belki de çok yolum var, belki de vakit erken
Henüz kaçamadım kafamdaki gölgelerden
Ceza infaz kampüsünde doğan çocuk Sence kaç yaşında fark ederdi özgür olmadığını (kaç yaşında?)? Farz edin pek de fazla soru sormadığını
Gardiyanların silahlarıyla oyun oynadığını
Kimse bahsetmezse hapishaneden
Parmaklıklar sıradanlaşırsa kim isyan eder?
Çocuk tabii ki hücresini evi zanneder
Salak yerine konmak en hakiki dayaktan beter
On beşimde anladım ben, herkes unutmuştu
Hatırlattım inkar ettiler, çok yorulmuştum
Büyük bi‘ masal bütün insanlığı uyutmuştu
Savaş‘cak gücüm yoktu, sanki beynim uyuşmuştu
Bi‘ dünya plan yaptım bu delikten kaçmak için
Normal davranmam gerekti hep savaşmak için
Yoksa cezam hücre ol‘cak dışarı bakamadan
Vazgeçmedim ve bıktım bi‘ türlü kaçamadım
Sakın kim olduğunu unutma!
Bekle umutla, gerçek üstü resimler çiz
Gökyüzünü bulutla! Çektiğin her bi‘ duman öksürüğünü kurult’cak Şaşırabiliyorsan hayatın saçmalığına umut var